Kemik Erimesi Tedavisi (Osteoporoz)

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Nedir?

Osteoporoz hem kadınlarda hem erkeklerde yaşlanmayla birlikte kemiklerdeki mineralizayonun azalmasına bağlı olarak daha kırılgan bir hale gelmesidir. Yaşlılık hastalığı olarak bilinmesinin aksine, çoğunlukla genç erişkinlerde görülür. Her iki cinsiyette de etkilidir.

Kemik yapısı içi dolu süngerimsi bir yapıdadır. Bu deliklerin içerisinde kemiklere sağlamlık kazandıran mineraller bulunur. Kemik mineral yoğunluğu ve d vitamininin yoğunluğundaki azalma ile ortaya çıkar. Yaşlanmayla birlikte kemik dokusunun sıvılarının azalması, kemiği daha kırılgan bir hale getirebilir.

İnsan vücudunda kemik yapımı süregelen bir prosedürdür. Doğuştan itibaren yapım daha fazladır. 25 yaşına gelindiğinde bu denge sağlanır. Ancak 30’lu yaşlardan sonra kemiklerde yıkım artar.

50’li yaşlarda bu yıkımın artması ile birlikte kemik erimesi kaçınılmaz bir hale gelebilir. Fakat bu hastalık tedavi edilebilir, önlenebilir bir hastalıktır.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Neden Olur?

Kemik erimesi insan vücudunun ilerleyen yaşlarda hormonlarda değişiklik olduğu için ortaya çıkan bir problemdir. Kemik erimesini ortaya çıkaran birçok faktör bulunur. Bunlardan ilgi gluten intoleransıdır. Bunun yanı sıra güneşin ultraviyole ışınlarının dünyaya hava kirliliğinden dolayı inmemesi, D vitamini eksikliğine sebep olabilir.

Magnezyum eksikliği, kalsiyum metabolizmasındaki bozukluklar ve probiyotiklerin kaybedilmesine bağlı olarak K2 vitaminin üretilememesi kemik erimesine sebep olabilir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri Nelerdir?

Kemik erimesi, tıbbi terimiyle osteoporoz, kemiklerin yoğunluğunun azalması ve yapısının zayıflaması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Bu durum, kemiklerin daha kırılgan hale gelmesine ve dolayısıyla daha kolay kırılmalarına neden olur. Peki kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Osteoporoz, genellikle yaşlanma süreciyle ilişkilendirilse de, birçok faktör bu hastalığın gelişiminde rol oynayabilir. Özellikle kadınlarda menopoz sonrası hormon seviyelerindeki değişiklikler, kemik erimesi riskini artıran önemli bir etkendir.

Peki kemik erimesi için hangi doktora gidilir? Elit Klinik Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü, gelişmiş kemik tarama testleri ve çözümleri ile kemik sağlığınıza odaklanır.

Kemik erimesinin belirtileri ve yan etkiler genellikle yavaş bir şekilde gelişir ve başlangıçta fark edilmesi zor olabilir. Ancak, hastalığın ilerlemesiyle birlikte bazı belirgin semptomlar ortaya çıkabilir. Bu belirtiler arasında:

Bel, Sırt ve Boyun Ağrıları
Osteoporoz, omurga ve diğer kemiklerdeki zayıflama nedeniyle bel, boyun ve sırt ağrısı görülebilir. Bu ağrılar genellikle sürekli bir rahatsızlık hissi şeklinde kendini gösterir.

Kemik Kırılmaları
Osteoporozun en belirgin belirtilerinden biri, düşük travma ile meydana gelen kemik kırılmalarıdır. Örneğin, basit bir düşme veya hafif bir darbe sonucunda bile kemiklerde kırıklar oluşabilir. Özellikle kalça, bilek ve omurga kırıkları, osteoporozun yaygın sonuçlarıdır.

Hassasiyet ve Zayıflık
Kemiklerin zayıflaması, kemik içlerinde hassasiyet ve rahatsızlık hissine neden olabilir. Bu durum, günlük aktiviteleri zorlaştırabilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Postür Değişiklikleri
Osteoporoz ilerledikçe, omurga üzerindeki baskı artar ve bu da duruş bozukluklarına yol açabilir. Zamanla, kişinin boyu kısalabilir ve kambur bir duruş gelişebilir.

Diş Sağlığı Problemleri
Osteoporoz, dişlerin sağlığını da etkileyebilir. Kemik erimesi, dişlerin destek yapısını zayıflatarak diş kaybına neden olabilir.

Osteoporozun belirtileri genellikle hafif başlar ve zamanla şiddetlenebilir. Bu nedenle, kemik sağlığını korumak için düzenli kontroller ve gerekli önlemler almak son derece önemlidir. Özellikle risk faktörleri taşıyan bireylerin, doktorlarıyla bu konuda görüşmeleri ve gerekli tetkikleri yaptırmaları önerilir. Osteoporozun önlenmesi ve tedavisi için dengeli bir beslenme, düzenli egzersiz ve gerektiğinde ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılabilir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Teşhisi Nasıl Konur?

Osteoporozun teşhisi, çeşitli yöntemler ve testler kullanılarak yapılır. Peki bu yöntemler nelerdir?

Tıbbi Geçmişin Değerlendirilmesi
Teşhis süreci, hastanın tıbbi geçmişinin detaylı bir şekilde incelenmesiyle başlar. Doktor,

• hastanın aile geçmişini,
• daha önce yaşadığı kemik kırıkları,
• hormonal durumları,
• beslenme alışkanlıkları,
• fiziksel aktivite düzeyini sorgular.
• Özellikle menopoz sonrası kadınlarda ve yaşlı erkeklerde osteoporoz riski daha yüksektir.

Fiziksel Muayene
Doktor, hastanın genel sağlık durumunu değerlendirmek için fiziksel muayene yapar. Bu muayene sırasında, kemik sağlığını etkileyebilecek herhangi bir fiziksel belirti veya durum olup olmadığı kontrol edilir. Ayrıca, hastanın postürü ve hareket kabiliyeti de gözlemlenir.

Kemik Yoğunluğu Testi (DEXA)
Osteoporozun kesin teşhisi için en yaygın kullanılan yöntem, kemik yoğunluğu ölçümüdür. DEXA testi, kemik yoğunluğunu ölçer. Bu test, bel ve kalça gibi bölgelerde uygulanır. DEXA, Çift Enerjili X-ışını Absorbsiyometri anlamına gelir.
Test sonucunda elde edilen değerler, osteoporozun varlığını ve şiddetini belirlemeye yardımcı olur. DEXA sonuçları genellikle T-skoru ile gösterilir. Bu skor, hastanın kemik yoğunluğunu sağlıklı bir kişiyle karşılaştırarak bulunur.

Laboratuvar Testleri
Kemik sağlığını etkileyebilecek bazı biyokimyasal testler de yapılabilir. Bu testler, kalsiyum, fosfor, D vitamini seviyeleri ve hormon düzeylerini ölçer. Özellikle paratiroid hormonu ve tiroid hormonları, kemik sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiptir. Bu testler, osteoporozun nedenini anlamaya yardımcı olabilir.

Görüntüleme Yöntemleri
Bazı durumlarda, doktorlar kemiklerin yapısını daha iyi görmek için röntgen, MRI veya CT taramaları kullanabilir. Bu yöntemler, kemiklerdeki kırıklar veya diğer anormalliklerin tespit edilmesine yardımcı olur.

Risk Faktörlerinin Değerlendirilmesi
Osteoporoz teşhisi sırasında, hastanın yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları dikkate alınır. Genetik faktörler de risk faktörleri arasındadır. Sigara içmek, aşırı alkol tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı ve düşük kalsiyum alımı gibi faktörler osteoporoz riskini artırabilir.

Sonuçların Değerlendirilmesi
Tüm bu testlerin ve değerlendirmelerin ardından doktor, elde edilen bulguları bir araya getirerek hastaya osteoporoz teşhisi koyabilir. Eğer osteoporoz teşhisi konulursa, hastaya uygun tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri önerilir.

Takip ve İzleme
Osteoporoz tedavisi, düzenli takip ve izleme gerektirir. Hastaların kemik yoğunluğunun zamanla nasıl değiştiğini görmek için belirli aralıklarla DEXA testleri tekrarlanabilir. Ayrıca, tedaviye yanıtın değerlendirilmesi ve gerektiğinde tedavi planının güncellenmesi için düzenli doktor kontrolleri önemlidir.

Sonuç olarak, osteoporoz teşhisi, çok yönlü bir yaklaşım gerektiren bir süreçtir. Erken teşhis, hastalığın ilerlemesini önlemek ve kırık riskini azaltmak için kritik öneme sahiptir. Bu nedenle, kemik sağlığına dikkat etmek ve düzenli kontroller yaptırmak, osteoporozun önlenmesi açısından büyük önem taşır.

Kemik Erimesine Ne İyi Gelir?

Eğer bir kişide kemik erimesi başlamışsa, yaşı ne olursa olsun, beslenmesini düzene sokması gerekir. Tahıl, glutenden ve işlenmiş gıdadan uzak zeytinyağı, tereyağı ve iç yağı tüketmelisiniz. Çünkü kemik erimesini tedavi etmek için vücudunuza yağ gerekir.

Bol bol sakatat tüketmek, kemiklerde kolajen üretiminin artmasına sebep olacaktır. Sirke, turşu, kefir ve yoğurtta bulunan yararlı probiyotikler yine kemik erimesine iyi gelen besinlerdendir. Badem, fındık ve cevizde bulunan kalsiyum ile düşük kalsiyum değerlerini yükseltebilirsiniz. Roka, ıspanak, maydanoz ve dereotu gibi sebzeler, içerdikleri kalsiyum sebebiyle kemik erimesi tedavisinde kullanılır.

Bilinenin aksine süt kalsiyum deposu değildir ve kemik erimesine iyi gelmez. Çünkü sütteki kalsiyum asidik kalsiyumdur ve insan vücudu tarafından emilemez. İçerdiği laktoz ve kazein sebebiyle vücudunuza zarar verir.

Menopoz sonrasında görülen kemik erimesini engellemek mümkündür. Bu durumda kullanılan hormon ilaçları, meme kanserine yol açabileceği için kullanılması önerilmez. Menopozdan sonra kemik erimesini önlemek için omega 3 ve D vitamini takviyeleri alabilirsiniz. K2 vitaminini yüksek tutmak, magnezyum almak ve spor yapmak da kemik sağlığını korur.

Kemik Erimesi Oluşumunu Nasıl Önleyebilirsiniz?

Kalsiyum odaklı bir beslenme, kalsiyum D vitamini takviyeleri ile koruyucu bir tedavi benimsenebilir. Kemik erimesinin geliştiği durumlarda kemik kaybını önleyecek tedaviler, erken menopoz döneminde östrojen tedavileri önerilir.

Ayrıca yürüyüş ve egzersiz yapmak, kemik yapımını artırır. Bu yüzden düzenli ve hareketli bir yaşam sürmek çok önemlidir.

Kemik Erimesinin Tedavisi Var Mı? Osteoporoz Tedavisi

Kemik erimesi, tıbbi literatürde “osteoporoz” olarak bilinir. Bu durum, kemiklerin zayıflaması ve incelmesi ile ilgilidir. Ayrıca, kırılma riskinin artması ile de karakterizedir.

Bu durum, özellikle yaşlı bireylerde, kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişiklikler nedeniyle daha yaygın görülmektedir. Kemik erimesinin tedavisi, hastalığın evresine, bireyin genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlı olarak değişiklik göstermektedir.

Kemik erimesinin tedavi yöntemleri aşağıdaki başlıklar altında incelenebilir:

İlaç Tedavisi

Bifosfonatlar: Osteoporoz tedavisinde en yaygın kullanılan ilaçlardır. Kemiklerin daha fazla kaybını önlemeye yardımcı olurlar.

Hormonal Tedavi: Özellikle menopoz sonrası kadınlar için östrojen takviyesi önerilebilir. Bu, kemik yoğunluğunu artırabilir.

Denosumab: Kemik erimesini durdurmak için kullanılan bir monoklonal antikordur. Kemik kaybını azaltmaya yardımcı olur.

Parathormon: Kemik yapımını artıran bir tedavi seçeneği olarak kullanılabilir.

Beslenme Düzenlemeleri
Kemik sağlığı için kalsiyum ve D vitamini alımının artırılması önemlidir. Süt ve süt ürünleri, yeşil yapraklı sebzeler ve balık gibi kalsiyum açısından zengin gıdalar tüketilmelidir.
D vitamini, kalsiyumun emilimini artırır. Bu yüzden güneş ışığına çıkmak veya D vitamini takviyesi almak önerilir.

Fiziksel Aktivite
Düzenli egzersiz yapmak, kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur. Ağırlık taşıma egzersizleri, kemik yoğunluğunu artırabilirken, denge ve esneklik egzersizleri de düşme riskini azaltır.

Yaşam Tarzı Değişiklikleri
Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, kemik sağlığını olumsuz etkileyen faktörlerdir. Bu alışkanlıklardan kaçınılması önerilir.
Stres yönetimi de kemik sağlığını dolaylı olarak etkileyebilir; bu nedenle stres azaltıcı tekniklerin uygulanması faydalı olabilir.

Düzenli Kontroller
Osteoporoz riski taşıyan bireylerin düzenli olarak kemik yoğunluğu ölçümleri yaptırmaları önemlidir. Bu sayede, tedavi süreci daha etkili bir şekilde yönetilebilir.

Sonuç olarak, kemik erimesi tedavi edilebilen bir durumdur ve uygun tedavi yöntemleri ile hastalığın ilerlemesi durdurulabilir. Ancak, tedavi sürecinin etkili olması için bireylerin doktorlarıyla iyi bir iş birliği yapması gerekir. Ayrıca, önerilen tedavi planına uymaları da önemlidir. Erken tanı ve müdahale, kemik sağlığının korunmasında büyük önem taşır.