Altın oran, İtalyan matematikçi Leonardo Pisano tarafından ortaya atılmış bir matematik teorisidir. İtalya’nın Pisa şehrinde yaşamış olan Pisano, Fibonacci ismi ile tanınır. Fibonacci’nin bulduğu özel bir sayı dizimi vardır.
Peki altın oran ne demek?
Altın oran, dizili sayılardan her birinin, kendinden önceki iki sayının toplamından oluşmasıdır. Dizideki sayı bir önceki sayıya bölündüğünde birbirine çok yakın sayılar elde edilir. Bu sayı serisindeki 13. sayıdan sonra oran sabitlenir. İşte bu sayı 1,618 olan altın oran sayısıdır.
Bu oran, doğadaki birçok varlıkta görülür. Doğadaki biyometrik şekiller ve altın oran, tarih boyunca sanatçılara, mimarlara, filozoflara ve bilim adamlarına ilham olmuştur.
Leonardo Da Vinci’nin günlüklerinden birinde bulunan Vitruvius Adamı çalışması, insan vücudundaki oranı kanıtlar. Leonardo Da Vinci, çalışmalarını tam olarak bu prensibe uygun olmak üzere ifade eder.
Bir manzarayı incelediğinizde renklerin ve şekillerin kendini tekrar ettiğini ve bir örüntü içinde olduklarını görebilirsiniz. Altın oran matematiksel olarak incelendiğinde Fibonacci sayı dizisi, doğayı anlamlandırmanın bir yoludur.
Peki fraktaller nasıl büyür?
Fraktallar açıklanması zor olan biçimlerin oluşumlarını anlamamızı sağlar. Fraktal teorisi ile kıyı şeritleri, dağlar, bitkiler, mercanlar ve doğadaki çoğu oluşumun geometrik modeli yapılabilir.
Fraktaller üzerinde yapılan çalışmalar matematik, jeoloji, bilgisayar grafikleri gibi pek çok alanda kullanılır. Fraktal geometri, doğanın yapısının anlaşılması için kullanılan çok önemli bir araçtır.
Fibonacci dizisinin doğadaki geometrinin incelenmesine en büyük katkısı bitkilerde bulunan bu orandır.
Yüz simetrisi dikey ve yatay olarak incelenir.
Bazı insanların alınları dar, bazılarının çenesi dar, bazılarının burun mesafesi uzun olabilir.
Altın oran, doğanın taklit edilmesi ve ölçülmesi ile insan vücuduna uyarlanmasıdır. Bu standart matematiksel bir hesaba dayanır.
Bedenin çeşitli kısımları arasında var olduğu öne sürülen matematiksel değerler, insan vücudunda altın oranı temsil eder. Peki altın oran nasıl hesaplanır? Karın ve ayak arasındaki mesafe 1 birim olarak kabul edildiğinde, insan boyunun 1,618’e denk gelmelidir.
Altın oran, yüz hatlarının birbirine uyumludur. Yüz estetiğinin daha simetrik olması için estetisyenlerin bu orana dikkat etmesi gerekir. Bu oran; alın bölgesi, burun bölgesi ve çene bölgesinin yüzde 3 eşit parçaya bölünmesidir. Bazı kişilerin burun ucu yüze göre daha geride veya aşağıda olabilir.
Veya burun ucu alt dudağa göre daha aşağıda olabilir. Bazı kişilerin çenesi daha küçük ve geride olabilir. Bu yüz şekillerini bu orana göre iyileştirmek mümkündür. Örneğin çene ucu dolgusu ve burun ucu dolgusu ile yüz profil simetrisi düzeltilebilir.
İnsan yüzünde birçok altın oran vardır.
Örneğin üst çenedeki ön iki dişin enlerinin toplamı, boylarına oranı bu oranı verir. İlk dişin genişliğinin merkezden ikinci dişe oranı da buna örnektir. Bunlar bir dişçinin dikkate alabileceği en ideal oranlardır. Elit Klinik diş sağlığı ve estetiği biriminde bu oranlara uygun işlemler yapılır.
Altın oran, doğada, sanatta ve insan vücudunda güzelliğin matematiksel ifadesi olarak kabul edilir. Yaklaşık olarak 1.618 değerine sahiptir. Bir bütünün parçalarının birbirine olan oranının bu değere yakın olması, estetik açıdan “ideal” kabul edilir.
Bu oranı hesaplamak için basit bir yöntem vardır:
Bir bütün iki parçaya ayrıldığında, bütünün büyük parçaya oranı, büyük parçanın küçük parçaya oranına eşit olmalıdır. Matematiksel olarak şöyle ifade edilir:
Büyük parça / Küçük parça = (Büyük parça + Küçük parça) / Büyük parça ≈ 1.618
Örneğin, bir çizginin toplam uzunluğu 100 cm ise ve bu çizgiyi bu orana göre hesaplayabilirsiniz;
Bunun en pratik yolu, toplam uzunluğu 1.618’e bölüp küçük parçayı bulmak, ardından büyük parçayı toplamdan çıkarmaktır.
Estetik cerrahi, yüz oranları, burun-üst dudak mesafesi, gözlerin yerleşimi gibi ölçümler bu prensibe göre yapılabilir. Ancak önemli olan, her bireyin doğal güzelliğinin de bu oranlardan sapabileceğini unutmamaktır.
Altın oran, estetik cerrahide kullanılan matematiksel bir yaklaşımdır. Özellikle;
Amaç yüzdeki doğallığı koruyarak yüz hatlarını daha dengeli ve simetrik hale getirmektir.
Örneğin; burun estetiğinde burun ucunun açısı, burun sırtının uzunluğu ve genişliği bu oran dikkate alınarak planlanır. Yüz gençleştirme uygulamalarında kaşların konumu, alın ve çene arasındaki mesafe bu oranla uyumlu hale getirilmeye çalışılır.
Dudak dolgularında ise üst ve alt dudak arasındaki hacim oranı da yine bu prensibine dayandırılır. İdeal olarak üst dudak, alt dudağın yaklaşık %62’si kadar olmalıdır.
Altın oran estetik cerrahide bir şablon gibi kullanılmaz; her bireyin yüzü, kemik yapısı ve karakteristik özellikleri farklıdır. Bu nedenle deneyimli bir cerrah, hastasının doğal güzelliğini korur. Bu oranı rehber olarak kullanır.
Sonuçta, estetik müdahalelerde önemli olan yalnızca matematiksel oranlar değil, kişinin yüzüne özgü doğal dengeyi ve ifadeyi korumaktır. Bu oran ise bu dengeyi bulmak için bize sadece bir pusula sunar.
Yayınlanma Tarihi: 29/04/2025
Güncellenme Tarihi: 29/04/2025
Saniyeler içinde formu doldurun. Size yardımcı olalım.rn