Fibromiyalji, genel ağrı, yorgunluk, dinlendirici olmayan uyku, sabah tutukluğu, baş ağrıları, bilişsel bozukluk, duygudurum bozukluklar ile karakterize yaygın bir hastalıktır.
Tanı ve tedavisi kolayca gözden kaçabilir, birçok hasta teşhis edilmediği için farketmeden bu hastalıkla yaşayabilir. Ağrılar genellikle uyku öncesi kollarda, bacaklarda ve sırt bölgesinde gözlemlenir.
1990 yılında Amerikan Romatoloji Koleji (ACR), birden fazla kasta ve kas-tendon bağlantılarında oluşan hassas bölgelerde kronik ağrı gerektiren sınıflandırma kriterleri tanımlamıştır.
Tedavide hem ilaçlar hem de yaşam tarzı değişiklikleri birlikte uygulanır.
Fibromiyalji, sadece bir ağrı sendromu değil; kronik inflamasyon, bağırsak disbiyosiz sonucu olarak değerlendirilir. Diyet, semptomatik kontrol sağlayan ve kök nedeni çözmemizi sağlayan önemli bir bileşendir.
Günümüzde fibromiyalji yalnızca bir ağrı sendromu olarak değil; kronik inflamasyon, bağırsak disbiyozisi ve nörohormonal dengesizlikler ile ilişkili sistemik bir hastalık olarak değerlendirilmektedir. Bu nedenle tedavi, sadece ilaçlardan değil, yaşam tarzı değişikliklerini kapsayan bütüncül bir yaklaşımdan oluşmalıdır.
Beslenme bu yaklaşımın merkezindedir. Sağlıklı bir diyet; inflamasyonu azaltır, bağışıklık sistemini destekler, bağırsak-mikrobiyota dengesini düzenler ve hormonal dengeleri iyileştirir.
Bu sebeple bu hastalıktan muzdarip olan kişiler, beslenme ve diyetetik biriminden mutlaka profesyonel destek almalıdır.
Uzman bir diyetisyen tarafından hazırlanacak kişiye özel beslenme planı; inflamasyonu tetikleyen gıdaların elimine edilmesi, bağırsak mikrobiyotasını dengeleyen prebiyotik ve probiyotiklerin düzenli alınması, kan şekeri ve hormon dengesinin sağlanması gibi çok yönlü hedeflere odaklanır.
1. Bağırsak Mikrobiyotası ve Disbiyozis
Bağırsak florasındaki dengesizlikler (disbiyozis), fibromiyalji semptomlarını artırabilir. Özellikle serotonin üretiminin %90’a yakını bağırsakta gerçekleştiği için, sağlıklı bir mikrobiyota; uyku, ruh hali ve ağrı toleransı üzerinde doğrudan etkili olabilir.
Önerilen besinler:
2. İnflamasyonu Azaltan Diyet Desenleri
Doymuş yağlar, işlenmiş gıdalar ve rafine şeker yönünden zengin beslenme, inflamasyon düzeylerini artırabilir. Bu da ağrı şiddetini ve yorgunluk hissini tetikleyebilir.
Sınırlanması gerekenler:
3. Faydası Gözlenen Beslenme Yaklaşımları
Her birey farklıdır. Bu nedenle tek tip bir diyet önerilmemelidir. Ancak bazı beslenme modellerinin olumlu sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir:
🥣 Kahvaltı
🍽️ Öğle
🥛 Ara Öğün
🍲 Akşam
🌙 Gece (isteğe bağlı)
Bazı mikrobesin eksiklikleri, fibromiyalji semptomlarını artırabilir. Özellikle aşağıdaki besin öğeleri ile ilgili eksikliklerin değerlendirilmesi önemlidir:
Bu takviyeler, hekim ve diyetisyen kontrolünde, laboratuvar testleri doğrultusunda planlanmalıdır.
Bilimsel çalışmalar ve klinik gözlemler doğrultusunda, uygun bir beslenme planı ile şu etkiler sağlanabilir:
✅ İnflamasyonun azalması
✅ Uyku kalitesinde artış
✅ Enerji seviyesinin yükselmesi
✅ Ağrı eşiğinin iyileşmesi
✅ Duygudurum dalgalanmalarının hafiflemesi
✅ İlaç ihtiyacının azalması
“Fibromiyalji yalnızca bir ağrı hastalığı değil; sistemik bir dengesizliktir. Beslenme, bu dengeyi yeniden kurmanın güçlü yollarından biridir.”
Fibromiyalji tedavisinde yalnızca ilaç kullanımı yeterli değildir. Beslenme; hormonal sistem, bağışıklık, sinir sistemi ve sindirim sistemini birlikte etkileyen bir araçtır. Uygun şekilde planlandığında, hem semptomatik rahatlama sağlar hem de hastalığın kökenine yönelik iyileştirici bir etkide bulunabilir.
Bu nedenle, diyetisyen desteği, fibromiyalji tedavisinin tamamlayıcısı değil; temel bileşenidir.
Referans:
1- AAPT Diagnostic Criteria for Fibromyalgia
Arnold, Lesley M. et al.
The Journal of Pain, Volume 20, Issue 6, 611 – 628
2- Häuser W, Ablin J, Fitzcharles MA, Littlejohn G, Luciano JV, Usui C, Walitt B. Fibromyalgia. Nat Rev Dis Primers. 2015 Aug 13;1:15022. doi: 10.1038/nrdp.2015.22. PMID: 27189527.
3- Köroğlu Ö, Tel Adıgüzel K. Fibromiyalji hastalarında beslenmenin rolü: Hastalık parametrelerine etkisi var mı?. Gulhane Med J. 2020 Eylül 15;62(3):186-192. doi: 10.4274/gulhane.galenos.2020.1077
Saniyeler içinde formu doldurun. Size yardımcı olalım.rn