Nutrigenetik ve nutrigenomik, bireyselleştirilmiş sağlık ve beslenme stratejilerinin temelini oluşturur. Kronik hastalıkların önlenmesi ve yönetimi açısından büyük potansiyel taşır.
herkesin vücudu farklı çalışıyor ve aynı diyet herkeste aynı sonucu vermeyebiliyor.
Eskiden beslenme rehberleri herkes için tek tip öneriler sunardı: “Günde şu kadar kalori al, şu kadar yağ tüketme, sebze ye vs.” Ama artık biliyoruz ki bu öneriler herkeste aynı işe yaramıyor. Çünkü genetik yapımız, yani DNA’mız;
Kulağa biraz karmaşık gelse de bu iki kelime aslında beslenme ve genetik ilişkisini anlatıyor.
Yani, genetik yapımız bazı besinlerle daha iyi çalışmamıza neden olurken, bazı besinler de genlerimizin çalışma şeklini değiştiriyor. Bu ikisi birlikte ele alındığında, kişiye özel beslenmenin temeli atılıyor.
Nutrigenomik diyetler, genetik yapınıza uygun beslenme stratejileri geliştirerek sağlıklı ve uzun bir yaşam yani longevity hedefler.
Bu alan, genetik yapımız ile besinler arasındaki etkileşimi inceler ve bireylere özel beslenme önerileri sunar.
Araştırmalar, genetik farklılıkların kişilerin besin ihtiyaçlarını, metabolizmalarını ve beslenme müdahalelerine verdikleri yanıtları etkilediğini göstermektedir. Aynı diyet veya yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin diyet düzenlemesi, egzersiz, sigara bırakma gibi) her bireyde farklı sonuçlar doğurabilir.
Bu nedenle, nutrigenomik yaklaşım “herkese uyan tek bir diyet” yerine, kişinin genetik profiline özel bir beslenme planı oluşturmayı amaçlar.
Yapılan bir klinik çalışmada:
İşte bu yüzden, kişinin genetik özelliklerine göre özel olarak planlanan nutrigenomik diyetler, hem hastalıkları önlemeye hem de daha sağlıklı ve uzun bir yaşam sürmeye yardımcı olabilir.
1. Genetik Kodunu Tanı
İlk adım, genetik yapını öğrenmek.
Bunun için özel DNA ve intolerans testleri yapılır ve hangi genetik özelliklere sahip olduğun belirlenir.
Bu testlerle;
2. Diyet Planını Genetik Koduna Uygun Tasarla
Genetik test sonucuna göre, beslenme ve diyetetik birimi ile birlikte sana en uygun beslenme şekli belirlenir.
Örneğin:
Yani herkes için tek bir diyet yoktur. Önemli olan senin vücudun için en iyisinin hangisi olduğuna karar vermektir.
3. Genç Kalmanı Destekleyecek Besinleri Dahil Et
Beslenme, sadece hastalıkları önlemekle kalmaz; yaşlanmayı yavaşlatmak ve hücre sağlığını korumak için de önemlidir.
Aşağıdaki besinler, vücutta yaşlanmaya karşı koruyucu etki gösteren bileşenler içerir:
4. Sadece Beslenme Değil, Tüm Yaşam Tarzın Önemli
Genetik yapı önemli, beslenme de öyle…
Ama uzun ve sağlıklı bir yaşam için yaşam tarzı alışkanlıkları da büyük rol oynar.
bunların hepsi, vücudun genlerini nasıl kullandığını etkiler. Yani, sağlıklı yaş almak için sadece ne yediğin değil, nasıl yaşadığın da önemli.
Klinik çalışmalar gösteriyor ki, özellikle obezite, kalp hastalıkları ve tip 2 diyabet gibi yaygın sağlık sorunlarının önlenmesinde kişiselleştirilmiş beslenme yaklaşımlarının oldukça etkili, vücudumuzun biyokimyası aynı çalışıyor olsa da bireylerin yaşayış biçimleri ve hayat tarzları vücudumuzun çalışma biçimini hatta genlerimizi etkiliyor. Bunun dışında, genetik yatkınlıkları bilip buna göre beslenmek, bu hastalıkların riskini ciddi şekilde azaltabilir.
Nutrigenomik vaatkar bir alan olsa da, tüm gen-diyet etkileşimleri henüz tam olarak anlaşılmış değildir. Genetik tek başına değil aynı zamanda çevresel faktörler ile de çalışır. Bu nedenle nutrigenomik diyetler diyetisyen gözetiminde uygulanmalıdır.
Şu anda bazı testler piyasada var. Ancak bunlar ile birlikte:
Nutrigenomik diyetler, yalnızca kilo kontrolü ya da hastalık önleme değil, hücrelerimizin genç kalması ve uzun yaşamı destekleme potansiyeline sahip.
Beslenme artık sadece ne yediğimizle değil, “biz kimiz ve genetik olarak neye nasıl tepki veriyoruz?” sorularıyla şekilleniyor. Önemli olan, bu bilgilere dayanarak daha bilinçli tercihler yapabilmek. Unutma: Vücudun biricik, dolayısıyla en iyi diyet de senin için özeldir.
Referanslar:
Yazan: Diyetisyen Başak Çenberli
Sıkı kıyafetler ve topuklu ayakkabılar, kan dolaşımını olumsuz etkileyerek damar görünümünü artırabilir. Bu tür kıyafetler ince damarlardan kan akışını zorlaştırır ve damar basıncını yükseltir. Bu durum, bacaktaki kılcal damar çatlamasına ne iyi gelir sorusuna olumsuz bir yanıt oluşturur.rnrnTopuklu ayakkabıların uzun süreli kullanımı baldır kaslarının çalışmasını kısıtladığı için kanın kalbe dönüşünü zorlaştırır. Bu da kılcal damarların görünümünü artırabilir. Özellikle uzun saatler boyunca giyildiğinde damar sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratır.rnrnRahat ayakkabılar ve dolaşımı destekleyen kıyafetler tercih edilerek damar hastalıkları riski azaltılabilir. Bu küçük ama etkili yaşam tarzı değişikliği, damar görünümünü kontrol altına almada önemli bir destektir.rn
Saniyeler içinde formu doldurun. Size yardımcı olalım.rn