Kadınlarda erkek tipi saç dökülmesi neden olur sorusu, kliniklere başvuran hastaların en sık sorduğu konuların başında gelir. Bu soruna neden olan pek çok neden bulunur.
Genetik yatkınlık, kadınlarda görülen erkek tipi saç dökülmesinin en temel nedenlerinden biridir. Bu tür saç dökülmesi sorunlarında kişinin genellikle saç ekimi yaptırılması gerekir.
Aile bireylerinde saç dökülmesi öyküsü bulunan kişilerde, saç kökleri androjen hormonlara karşı daha hassas yapıdadır. Bu hassasiyet doğuştan gelir ve yaşam boyunca devam eder.
Genetik faktörlere bağlı olarak saç köklerinin büyüme evresi kısalır.
Saç tellerinin aktif büyüme süresi azalırken, dinlenme ve dökülme evresi uzar. Bu durum saçların incelmesine ve zamanla saç kaybının artmasına yol açar. Hastaların saç yoğunluğu yıllar içinde belirgin şekilde azalır.
Genetik yatkınlık tek başına saç dökülmesine sebep olabilir ya da diğer faktörlerle birlikte süreci hızlandırabilir. Bu nedenle erken dönemde yapılan değerlendirme, saç köklerini korumaya yönelik tedavi yöntemleri açısından büyük avantaj sağlar.
Androjen hormonları, kadın vücudunda normal koşullarda düşük seviyelerde bulunur. Ancak bazı durumlarda bu hormonların seviyesinde artış meydana gelir. Androjen fazlalığı, erkek tipi saç dökülmesinin kadınlarda görülmesine neden olan önemli bir faktördür.
Artan androjen seviyeleri, saçlı deride bulunan saç kökleri üzerinde baskılayıcı etki oluşturur. Saç kökleri zamanla küçülür ve ürettikleri saç telleri daha ince hale gelir. Bu süreç devam ettikçe saç yoğunluğu azalır ve saç kaybı belirginleşir.
Androjen artışı çoğu zaman hormonal bozukluklara, bazı hastalıklara veya kullanılan ilaçların etkisine bağlı olarak gelişir. Bu nedenle saç dökülmesi tedavisi planlanırken hormonal değerlendirme mutlaka yapılmalıdır.
Dihidrotestosteronun (DHT), saç dökülmesinde en etkili hormonlardan biri olduğu bilinmektedir. DHT, testosteron hormonunun aktif formudur ve saç kökleri üzerinde güçlü bir baskılayıcı etkiye sahiptir. Erkek tipi saç dökülmesinin temel mekanizması bu hormon üzerinden ilerler.
Kadınlarda DHT seviyesi normal olsa bile, saç köklerinin bu hormona olan hassasiyeti artmış olabilir. DHT, saç köklerinin beslenmesini bozar ve saç tellerinin incelmesine yol açar. Zamanla saç kökleri yeni saç üretme yeteneğini kaybeder.
DHT hassasiyetine bağlı saç dökülmesi yavaş ilerler ancak kalıcıdır. Bu nedenle erken dönemde uygulanacak saç dökülmesi tedavisi, saç köklerinin korunmasında kritik rol oynar.
Polikistik over sendromu, kadınlarda hormonal dengenin bozulmasına yol açan yaygın bir hastalıktır. PCOS’ta androjen hormonları normalden daha yüksek seviyelerdedir. Bu durum kadınlarda saç dökülmesinin erkek tipi özellikler göstermesine neden olur.
PCOS’lu hastaların saçlı derisinde yağlanma artışı sık görülür. Aynı zamanda saç kaybı, özellikle tepe bölgesinde yoğunlaşır. Bu tabloya genellikle akne, adet düzensizliği ve tüylenme artışı eşlik eder.
PCOS kaynaklı saç dökülmesinde yalnızca saç dökülmesi tedavisi yeterli değildir. Altta yatan hormonal bozukluğun kontrol altına alınması gerekir.
Tiroid hormonları, saç köklerinin büyüme ve yenilenme döngüsünde önemli rol oynar. Hipotiroidi veya hipertiroidi durumlarında bu döngü bozulur. Sonuç olarak kadın saç dökülmesi ortaya çıkar.
Tiroid hastalıklarında saç telleri kuru, mat ve kırılgan hale gelir. Saçlı deride yaygın dökülme görülür ve saç yoğunluğu azalır. Uzun süre tedavi edilmeyen tiroid bozuklukları kalıcı saç kaybına yol açabilir.
Bu nedenle tiroid hastalığı olan bireylerde saç dökülmesine sebep olan faktörler mutlaka detaylı şekilde değerlendirilmelidir.
Menopoz döneminde östrojen hormonunun azalması, saç köklerinin korunmasını zorlaştırır. Östrojenin azalmasıyla birlikte androjen hormonlarının etkisi daha baskın hale gelir. Bu durum erkek tipi saç dökülmesinin ortaya çıkmasına zemin hazırlar.
Menopozda saçlar belirgin şekilde incelir ve saçlı deride açıklıklar oluşur. Saç tellerinin büyüme hızı azalır ve yeni saçlar daha zayıf çıkar. Bu süreç genellikle yavaş ancak ilerleyicidir.
Menopoz döneminde saç dökülmesi tedavisi, hormon dengesini destekleyen ve saç köklerini güçlendiren yaklaşımlarla planlanmalıdır.
Doğum sonrası dönemde hormon seviyelerinde ani düşüşler yaşanır. Özellikle östrojen hormonunun azalması, saç dökülmesini tetikler. Bu durum çoğu zaman geçicidir ancak bazı kadınlarda kalıcı hale gelebilir.
Doğum sonrası saç dökülmesi genellikle birkaç ay içinde başlar. Saç telleri aynı anda dinlenme evresine geçtiği için yoğun dökülme görülür. Eğer genetik yatkınlık varsa, erkek tipi saç dökülmesi bu süreçte belirginleşebilir.
Bu dönemde hastaların saç ve hormon durumu yakından takip edilmelidir.
Kronik stres, vücutta kortizol hormonunun artmasına neden olur. Yüksek kortizol seviyesi, saç köklerinin büyüme fazını baskılar. Bu durum saç dökülmesine sebep olan önemli faktörlerden biridir.
Stres, saçlı deride kan dolaşımını azaltır ve saç köklerinin yeterince beslenmesini engeller. Saç telleri zayıflar ve dökülme artar. Uzun süreli stres durumlarında saç kaybı kalıcı hale gelebilir.
Strese bağlı saç dökülmesinde yalnızca medikal değil, yaşam tarzı düzenlemeleri de önemlidir.
Vitamin ve mineraller, saç köklerinin sağlıklı çalışması için gereklidir. Özellikle demir eksikliğinden kaynaklanan saç dökülmesi kadınlarda çok sık görülür. Demir, saç köklerine oksijen taşınmasında temel rol oynar.
B12 vitamini, saç hücrelerinin yenilenmesini destekler. D vitamini saç köklerinin aktif kalmasını sağlar. Çinko ise saç tellerinin yapısal bütünlüğü için gereklidir. Bu vitamin ve minerallerin eksikliği saç kaybını artırır.
Saç dökülmesi tedavisinde kan değerlerinin değerlendirilmesi büyük önem taşır.
Saç tellerinin ana yapı taşı proteindir. Yetersiz protein alımı, saç köklerinin zayıflamasına neden olur. Bu durum saçların incelmesine ve dökülmesine yol açar.
Dengesiz beslenme, saçlı deride besin eksikliğine sebep olur. Özellikle ani kilo kayıpları saç kaybını artırır. Yeni saçlar daha geç çıkar ve daha zayıf olur.
Beslenme düzeni, saç dökülmesi tedavisi sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır.
Kronik hastalıklar, saç köklerinin beslenmesini ve hormon dengesini olumsuz etkiler. Diyabet, saçlı deride dolaşımı bozarak saç kaybına yol açar. Otoimmün hastalıklar ise doğrudan saç köklerini hedef alabilir.
Bu hastalıklarda kullanılan ilaçların da saç dökülmesine sebep olabileceği unutulmamalıdır. Bazı tedaviler saç büyüme döngüsünü baskılar.
Bu nedenle kronik hastalığı olan bireylerde saç dökülmesi multidisipliner yaklaşımla ele alınmalıdır.
Saçlı deride görülen dermatit, mantar enfeksiyonları ve aşırı yağlanma saç köklerini doğrudan etkiler. Bu problemler saç köklerinin sağlıklı çalışmasını engeller. Sonuç olarak saç dökülmesi artar.
Saç derisi problemleri tedavi edilmediğinde saç kaybı kalıcı hale gelebilir. Aynı zamanda saç tellerinin kalitesi düşer ve kırılmalar artar.
Saçlı deri sağlığı, sağlıklı saç kökleri ve yeni saçlar için temel bir faktördür.
Saniyeler içinde formu doldurun. Size yardımcı olalım.rn